Doç. Dr. Cihat Yaycı, Türkiye Deniz Kuvvetleri’nde çok önemli görevler yapmış bir Amiral. Deniz hukuku ve diplomasisi konusunda ürettiği fikirler ve tezler son derece önemli değişimlere etki etti.

Bir süre sonra ordudan kendi isteği ile ayrıldı ve “Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi” adıyla bir düşünce kuruluşu kurdu. Bir yandan da Topkapı Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmaya başladı.

Yaycı’nın ürettiği önemli tezlerden biri deniz alanlarının da tıpkı kara toprakları gibi ülkelerin vazgeçilmez stratejik alanları olduğunu ifade eden, “Mavi Vatan” kavramıdır. Bu kavram Türk dış politikasında ve eğitim sisteminde yerini buldu.

Bir diğer önemli tezi ise denizden komşu olan ülkelerin kendi aralarında yapacakları anlaşmayla büyük bir stratejik kazanç elde edeceği fikridir. Bunun ismini de “Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşması” olarak belirledi. Türkiye bu tezi Libya’da uyguladı ve imzaladığı anlaşmayla Libya’daki, Akdeniz’deki tüm dengeler bir anda değişti.

Cihat Yaycı İsrail Filistin Savaşı’nda bu anlaşmanın Gazze içinde yapılması halinde birçok dengenin değişeceğini söylüyor.

Dr. Yaycı ile buluştuk ve bu tezini konuştuk.

“Türkiye Gazze Arasında Bir Anlaşma Yapılabilir”

Türkiye’nin Gazze’ye müdahale etmesinin bir yolu var diyorsunuz. Libya ile yapılan anlaşmanın aynısını Gazze ile yapılmasını öneriyorsunuz. Nedir bu teziniz açıklar mısınız?

Benim bir tezim vardı, “Türkiye denizden Libya’nın komşusudur” demiştim. Libya ile 2019 tarihinde yapılan anlaşma da bu teze göre yapıldı zaten.
Anlaşmanın tam adı “Deniz Yetki alanları Sınırlandırma Anlaşması”dır. Bu şu demektir, karadan komşusunda ne olduğu Türkiye’yi ilgilendiriyorsa, denizden komşusunda olanlar da aynı şekilde ilgilendirir. Bu anlaşma Türkiye’nin Libya’ya lojistik destek sağlaması açısından uluslararası hukuki bir zemin oluşturdu.

Siz şimdi Türkiye’nin aynı anlaşmayı Gazze ile yapılmasını mı istiyorsunuz?

Antalya’dan bir dürbünle bakabilseniz direk olarak Gazze’yi görürsünüz. Bir çizgi çekin, Kıbrıs’a dokunmadan Gazze’ye gider.

Ben bu haritayı hazırladım, deniz koordinatlarını çıkardım, anlaşma metinlerini yazdım ve 2020 yılında Filistinli yetkililere verdim. Libya anlaşmasının aynısıdır neredeyse.

Bu anlaşma olursa Filistin deniz alanı Gazze’nin 20 katı büyür. Bunun içinde petrol ve doğalgaz rezervleri fazlasıyla var.

Gazze bağımsız bir devlet değil nasıl imzalanacak anlaşma?

Filistin devletini temsil eden Mahmut Abbas ile imzalanacak bu anlaşma. Çünkü Filistin devleti iki parçadan oluşuyor. Batı Şeria ve Gazze toprakları. Gazze’de bir özerk yönetim var ama uluslararası hukuk açısından Abbas yönetimi Gazze’yi temsil ediyor.

Bu Anlaşmayla Filistin Ne Kazanacak?

Bu anlaşmayı imzaladığında Filistin ne kazanacak?

Bir kere bu anlaşmayla 8 Bin 500 Kilometrekare deniz alanına sahip olacak Filistin. Şu anda kıyas edilemeyecek kadar küçük bir deniz alanına sahip Gazze. İsrail orada balık avlamasına bile izin vermiyor, bırakın petrol aranmasını. Neden biliyor musunuz? Çünkü bir gün Gazze’yi işgal edip, oradaki petrol ve doğalgazı da kendisinin çıkartacağını planlıyor.

Filistin’in bir başka avantajı, Türkiye’nin oraya lojistik destek sağlaması için hukuki bir zemini olacak.

Ancak en önemli kazanç şudur, yarın öbür gün Allah korusun Gazze İsrail tarafından işgal edilirse, Gazze kıyılarının Filistin’e ait olduğunun, bu alanın Filistin halkına ait olduğunun hukuki bir belgesi olacak bu anlaşma.

Gelecek Filistin nesilleri, çocukları ileride bu şeridin, bu denizin kendilerine ait olduğunu, buradan çıkacak petrol, doğalgaz ve balığın kendi hakları olduğunu, çalındığını hukuki olarak belgelemiş olacaklar.

Azerbaycan 33 yıl işgal edilmiş Karabağ toprakları için nasıl direndiyse, gün olup fırsatını bulup tekrar topraklarını aldıysa, o hukuki belgeler sayesinde aldı. Filistin’in de böyle bir hukuki belgesi olacak.

Mısır Da Kazançlı Çıkar Bu Anlaşmadan

Peki ileride Birleşmiş Milletler’de ya da uluslararası alanda Gazze ablukasının kaldırılması için bu anlaşma metni bir zemin olabilir mi?

Olabilir tabi. Çünkü İsrail abluka uygulayıp Filistin’e ait deniz sahasında petrol, doğalgaz ya da balık çıkarmasına engel olamaz. Orası Filistin’in hükümranlık hakkı olacak. Bu, İsrail’in hukuk tanımaz tavrını, saldırganlığını ve vahşiliğini ortaya koyabilecek bir turnusol kağıdı görevi görecek bir anlaşma metni olur.

Mısır bu anlaşmaya itiraz eder mi?

Hayır etmez. Çünkü bu anlaşma imzalanırsa Mısır 15 Bin Kilometrekare yani “1.5 Kıbrıs adası büyüklüğünde daha fazla deniz alanı kazanmış olacak.

İsrail itiraz eder ama değil mi?

Evet eder ama iyi düşünürlerse bu onlar için de bir teşvik olur. İsrail de Türkiye ile benzer bir anlaşma imzalarsa onun da deniz sahasındaki alanı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile yaptıkları anlaşmaya nazaran 5 Bin Kilometre genişler. Rumlarla yaptıkları anlaşmada İsrail zararlı çıktı aslında.

Abbas Yönetimi Bu Anlaşmayı Uygun Görmedi

Sizin bu tezinizi Türkiye devlet nasıl karşıladı?

Benim bildiğim Türk devleti bu anlaşma teklifini Antalya’da Mahmut Abbas yönetimine iletti. Fakat sanırım bunu uygun görmedi Abbas yönetimi. Fakat gün bugündür. ABD ve İsrail istemediği sürece askeri olarak bu soykırımı durdurmak için bir şey yapamaz dünya. Ekonomik olarak Arap devletleri petrol ambargosu ile bir şey yapabilirdi ama bu konuda Türkiye’nin önerisini dört devlet kabul etmedi. BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Fas. Peki “Türkiye ne yapabilir Gazze için” derseniz, en önemli oyun bozucu adım bu anlaşma olabilir.

Eski bir asker olarak Gazze savaşının seyrini nasıl görüyorsunuz, ileride ne yapılabilir?

Gazze’nin tamamı olmasa da büyük bir kısmı İsrail tarafından işgal edilecek. Bunun önündeki en önemli engel Filistin nüfusudur. Gazze’yi kesinlikle boşaltmamak lazım. Kuranı Kerim’de Maide Suresi 64. Ayet var: “ (Yahudiler) ne vakit bir ateş yaktılarsa Allah söndürdü o ateşi” der. Ben Cenabı Allah’a güveniyorum bu ateşi söndürecektir. Yeter ki biz direnelim, birlik beraberlik içinde olalım.

Yapabileceğimiz birkaç şey var:

En başta Türkiye Gazze ile bahsettiğim anlaşmayı imzalamalı.

İkincisi, 1973’te Kral Faysal’ın yaptığı gibi petrol ve doğal gaz ambargosunu derhal uygulamamız lazım. Üç gün içinde bu savaş durur. Batı ekonomisi felç olur.

Üçüncüsü, Suriye hava sahasını İsrail’e kapatmak. Bunu İsrail’in yayılmacı politikaları önlemek için yapmak zorundayız. Bu hava sahasını Rusya kapatabilir. Suriye hava sahası Türkiye’ye kapalı, neden İsrail’e açık?

Filistin davası için en çok mücadele veren Türkiye ve Katar birlikte bu çağırıyı yapmalı. Böylece aslında Rusya’nın Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan devlet olmadığını, İsrail uçaklarına hava sahasını kapatmadığını tüm dünyaya göstermiş olacaktır bu girişim.

Arz-ı Mevud Politikası Yüzünden Diğer Devletler De Tehlikede

Siz diğer devletlerin de tehlikede olduğunu söylüyorsunuz konuşmalarınızda.

İsrail vadedilmiş topraklar ve Arzı Mevut hayalini bir politika olarak uyguluyor. Bu şu demektir Türkiye, Suriye, Irak, Ürdün, Lübnan ve Mısır topraklarının bir kısmını istiyor. Sahayı gözlemlerseniz İsrail’in bu tezini adım adım uyguladığını görürsünüz.

Biden ve Netanyahu uçak gemileri geldiğinde, Ortadoğu’da sınırların yeniden çizileceğini söyledi. Tehlike gerçekten çok büyük, hepimizin uyanık olması gerek.

Eğer birlik beraberlik içinde hareket edersek, direnirsek Filistin bağımsızlığına kavuşur, İsrail yayılmacılığı ve vadedilmiş topraklar tezi de çöker.

Kemal Öztürk
aljazeera.net