Çok uzun yıllar önce gitmiştim Batman’a. Belki 20 yıl olmuştur. Şimdi gittiğimde doğrusu çok şaşırdım. Şehir çok gelişmiş, güzelleşmiş ve modern bir kent haline gelmiş. En azından gezdiğim şehir merkezi öyleydi.

Bir yanda tahta tabureli çay ocakları, bir yanda modern kafeleriyle iki yanını da beraber yansıtıyor.

Diyarbakır’a göre sokaklarda, kafelerde daha çok Kürtçe konuşuluyor. Daha içine kapanık, yerli ve yabancı turist çok az geldiği için de etkileşime kapalı kalmış.

Batman doksanlı yılların başında PKK ve Hizbullah yüzünden çok ciddi acılar, korkular ve travmalar yaşamış bir şehir.

O günleri de pek unutmuş değiller.

Polis misin? Gazeteci kimliğini göster.

Her zamanki gibi sevdiğim tahta tabureli bir sokak çay ocağına oturdum. Etrafımdakilere selam verdim. Yan tarafta oturan 4-5 kişilik grup hoş geldin deyip yanlarına davet ettiler.

Yabancı olduğumu anladılar, memleketimi, işimi sordular.

Fakat konuşmalarında bir tutukluk vardı. Seçimleri konuşmak istiyordum ama birisi sürekli “boştur” deyip duruyor, diğer “hayırlısı” diyor.

Sonunda karşımda oturan benim yaşlarımda biri, “Ağrılıyım diyorsun tipin, konuşman hiç onlara benzemiyor. Gazeteciyim diyorsun yanında kameran yok. Polis misin? Rahat konuşamıyoruz bu yüzden. Gazeteci kimliğini göster hele.”

Batman’ın eski günlerinden kalma travmalarının bir yansıması bu davranış. Polis ne zaman gelip çay ocağında oturup, seçimler ne olacak diye sormuş ki?

İnternetten beni araştırmalarını söyleyip kalktım.

Kayyım Mağduriyeti Burada da Kullanılıyor

Bir genç zor da olsa şu cümleyi sarf etti bana. “Bizim parti kazansa ne olacak? Yine kayyım atayacaklar. 28 gün bile başkanlık yapamadı. Bari seçimden sonra mazbatayı gidip kayyıma versinler, uğraştırmasınlar bizi.

Kayyım atama konusu, bir mağduriyet bilinci inşasının baş aktörü buralarda. Kayyım şehrin hizmetini görse de, şehri büyütse, geliştirse de bu mağduriyet bilinci ve partilerine sahip çıkma fikri değişmiyor.

DEM seçmenin kimlik siyaseti, aidiyet duygusu, ötekileştirilmeye tepkisi kayyım politikasıyla perçinleniyor.

Oysa eş başkanlık sistemiyle, Kandil vesayetiyle, “kadro” insan kaynağı baskısıyla bu belediyelerin çoğunun başarılı bir yönetim göstermeyeceğinin örnekleri var. Belediyelerin terör örgütüne yardım ettiği tespit edilirse, bunun gereğini yargı eliyle yapmak gerek, İçişleri Bakanlığı aracılığı ile değil.

Batman HDP/DEM’in Kalesi

HDP 2019 Yerel Seçimlerinde Batman’da % 66 oy almış, AK Parti % 28. Diğer partiler % 2 bile oy alamamış.

Cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu % 67.5, Erdoğan % 30 oy aldı.

2023 Milletvekilliğinde Yeşil Sol Parti % 62, AK parti % 24 oy aldılar.

Bu tablo uzun yıllardır değişmiyor. HDP/DEM bu şehirde ezici bir üstünlüğe sahip. Bunu değiştirmek için çok uzun soluklu, ısrarlı çalışmalar yapması gereken tek parti de AK Parti.

Ancak bunu yaptığını söyleyemem.

HÜDAPAR son seçimde ittifak yaptığı için oylarının son hali belli değil. Ancak Batman’dan bir milletvekili çıkardılar ittifak sayesinde. Milletvekili Serkan Ramanlı bu seçimde belediye başkan adayı aynı zamanda.

HÜDAPART İl Başkanlığında görüştüğümüzde oylarını arttıracaklarına dair çok emin konuşuyordu. Kürtçe seçim konuşmaları yapıp, geleneksel Kürt kıyafetleriyle çektirdiği fotoğraflarıyla farkındalık oluşturmak için çaba gösteriyor. Enerjisi ve motivasyonu AK Parti’den daha iyi.

DEM Parti’nin buradaki hakimiyetinin yanı sıra Hizbullahla ilişkilendirilmeleri HÜDAPAR’ın en büyük dezavantajı. Diyarbakır’a göre halkın Hizbullah hafızası daha canlı burada. DEM bunu özellikle diri tutuyor.

Kabullenilmiş Yenilgi

Diyarbakır’dan Batman’a giderken AK Parti adayı ve il başkanına bir türlü ulaşamadık. Hem ben, hem Diyarbakır il başkanlığı defalarca aramasına rağmen partiden kimseye ulaşılamadı.

Saatler sonra AK Parti Batman Belediye Başkan Adayı Adil Sebati Ceylan’ın ağabeyine ulaşabildik. Bir ofise davet ettiler. Orada üç kişi seçim vaatleri konuşma metni üzerine çalışıyorlardı. Kalabalıktan etkilenmemek için burayı tercih ettiklerini söylüyorlar.

Batman’da iyi tanınan ve saygı duyulan bir aileden geliyor Ceylan. Ancak siyasi tecrübesi hiç yok. Oldukça beyefendi, sakin ve iyi görünümlü biri.

Ancak bir iddia, bir hırs, dengeleri değiştirecek bir çalışma enerjisi göremedim.

Sadece onda değil, şehirdeki AK Parti seçim ofislerinin önünden geçerken de orada bir enerji ya da kalabalık görünmüyordu.

Aslında kabullenilmiş bir yenilgi havası vardı burada. Diyarbakır’da da benzer oy oranlarına sahip DEM ama oradaki adayın motivasyonu Batman’da yoktu.

Fakat her iki ilde de AK Parti teşkilatlarının ciddi motivasyon eksikliği, “nasılsa kazanamayız” havası içinde olduğu çok belli oluyordu.

Sonuç

DEM öyle sokaklarda pek görünmüyor. Onlar da “nasılsa kazanıyoruz” diye pek kendilerini yormuyorlar. Aday belirlemede tabanın istediğini yapmamak, Kandil’den gelen adayları göstermek, tepeden inme davranmanın nedeni de “nasılsa kazanacağız” fikrinden geliyor.

Fakat Diyarbakır kadar olmasa da Batman’da da DEM tabanı bu vurdum duymaz tavırlardan rahatsız.

Bu yüzden sandığa gitmeme eğilimi burada da gözüküyor. DEM’in oy düşüş trendi az da olsa Batman’da gözükecek ancak Belediye başkanlığını yine de kazanacaklar.

Kemal Öztürk