İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırıma karşı başlatılan uluslararası boykot kampanyalarına Türkiye’deki vatandaşlar ve kurumlar yoğun ilgi gösterdi.
Boykot kampanyasına onlarca belediye, üniversite, devlet kurumu, vakıf, dernek ve yüzbinlerce vatandaş eşlik ediyor. Türkiye’de bu denli büyük bir boykot kampanyası görülmemişti.

Kampanyada bazı sorunlar olsa da, İsrail’e destek veren şirketlerin boykot edilmesi sonucunda Türkiye cirolarında % 20’ye varan düşüşler oldu.

-Kemal Öztürk’ün saha analizi-

9 Yaşındaki Esma, babasıyla birlikte bir teknoloji marketinden alışveriş yaparken babasına şunu dedi: “Helwett Packard marka bilgisayar almayalım, onun sahibi İsrail’e destek veriyormuş.”

Esma’yı bu denli duyarlı yapan şey, Türkiye’de İsrail ürünlerine karşı yürütülen boykot kampanyasının çok yaygınlaşması ve büyümesi oldu.

İnsanlar McDonald’s firmasının İsrailli askerlere bedava hamburger gönderdiği haberlerini gördüğünde buna çok büyük öfke duydu.

Buna tepki olarak başlatılan boykot kampanyası ise şimdiye kadar görülmemiş büyüklüğe ulaştı.

Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Genel Başkanlığını yaptığı AK Parti’nin, kurumsal olarak boykot kampanyasına önemli destek vermesi, kampanyanın büyümesine çok etki etti.

AK Parti’ye ait 45 şehirdeki belediye başkanları tek tak açıklama yaparak belediyelere ait tüm şirket ve merkezlerde İsrail ve ona destek veren şirketlerin ürünlerinin satılmayacağını duyurdu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi başta, Türk Hava Yolları, Üniversiteler ve birçok bağımsız devlet kurumu da benzer açıklamalar yaparak İsrail’e yakınlığı ile bilinen ürünleri satmayacaklarını duyurdu.

Sivil Boykot Hareketleri

Öğrenci dernekleri, vakıflar, dernekler de kendi aralarında örgütlenerek boykot çalışmaları yaptı. Onlarca ürünün adı olan listeler elden ele dolaştırıldı, WhatsApp ve facebook gruplarında dolaşıma sokuldu ve boykot hareketi genişledi.

Türkiye’deki tüm camilerin ve binlerce Kuran kurslarının bağlı olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı da bizzat boykota katıldı. Türkiye’deki yaklaşık 90 Bin camide Cuma günü okutulan hutbelerde Gazze’ye destek için İsrail ürünlerine boykot çağrıları yapıldı.

Boykot Çalışmalarındaki Sorunlar

Türkiye’de zaman zaman çeşitli ülke ürünlerine karşı boykot kampanyaları yapılırdı. Ancak bu denli geniş katılımın olduğu, kurumların bizzat yer aldığı bir boykot kampanyası hiç olmamıştı şimdiye kadar.

Ancak bu kampanyada bazı sorunlar da yaşanıyor. Örneğin Starbucks’larda kahve içilmemesini isteyen bir grup genç, kahve içenlerin elinden bardaklarını zorla alıp yere döktü. Bu da büyük tepkilere neden oldu.

Türkiye’de daha çok dindar insanların katıldığı bu kampanyaya muhalefetin ve seküler kesimin az ilgi göstermesinin bir nedeni siyasi kutuplaşma.

Kampanyadaki bir diğer sorun, karmaşık sermaye yapısı nedeniyle hangi şirketin İsrail sermayesi ya da İsrail’e destek veren şirket olduğunun tam anlaşılamaması.

Buna bilgi kirliliği eklendiğinde haksız yere bazı şirketlerin isimleri de boykot listesine girdi. Bunlardan biri de Türkiye’nin en eski kahve üreticisi şirketlerinden olan “Mehmet Efendi” şirketi. İsrail’e destek vermediğini açıklamak için çok büyük çaba göstermek zorunda kaldı.

Boykotu Globalleştirme Çabası

Dünyada boykot çalışmalarını başlatan ve Filistin için oldukça yoğun çaba gösterten bir hareket var: “The Boycott, Divestment, Sanctions (BDS) movement”

Bu hareketin Türkiye’de bir temsilciliği bulunuyor. Daha çok sosyalist grupların etkin olduğu bu hareket, İsrail’e destek veren kurum ve şirketleri araştırıp bunlarla ilgili önemli eylemler yapıyor.

BDS İsrail’in elektrik ihtiyacının % 7’sini üreten şirketlere Türk Zorlu Holding ortak olduğunu iddia etti. Bu holdinge ait binaların önünde protesto gösterileri yapan BDS Türkiye temsilciliği Zorlu Holdinge başlatılan boykot kampanyasını şöyle açıklıyor:

“Zorlu Holding’in ortağı olduğu santraller, yıllık 1000 MW’ın üzerinde elektrik üreterek işgal rejiminin yıllık ihtiyacının en az %7’sini karşılıyor. Bu santrallerden üretilen enerji, işgalin yayılmasına ve güç kazanmasına hizmet ediyor. Bu santrallerden birisi Aşkelon yakınlarında, diğeri Necef Çölü’nde, bir diğeri de Aşdod yakınlarındadır. Gazze’de yaşayan Filistinliler bugün elektrik ve yakıta erişemezken, hastaneler sağlık hizmeti veremeyecek duruma gelmişken, Zorlu Holding Gazze Şeridi’ni çevreleyen bu bölgelerde faaliyetlerini sürdürerek, işgal gücüne saldırılarını sürdürebilmesi için ekonomik ve lojistik destek sunmaya devam ediyor Zorlu Holding işgal rejimine güç veren yatırımlarını geri çekinceye dek, Zorlu Holding’e bağlı şirketleri boykot etmeye, hisselerini elden çıkarmaya, Zorlu Holding’e ait alışveriş ve kültür-sanat mekânlarına gitmemeye, sanatçı ve kültür-sanat emekçilerini de Zorlu PSM sahnelerine çıkmamaya çağırıyoruz.”

Yine AK Parti’ye yakın bir grup gazeteci bir boykot platformu kurmak için bir süredir çalışma içinde. Gazeteciler, global bir boykot kampanyası için ortak bir platform kurmak için medya üzerinden çalışmalarını sürdürüyor. Gazeteci ve aktivist İsmail Halis , Türkiye’de başlatılan boykotun tüm dünyada yaygınlaşması ve kurumsallaşması için bir çalışma başlattıklarını söyledi:

“Türkiye’deki boykot halkın kendiliğinden başlattığı bir kampanyaydı. Bu medya aracılığı ile yaygınlaştı. Ancak farklı merkezlerde biraz da dağınık olan kampanyanın bir merkez altında ve daha organize olması için çalışıyoruz. En önemlisi boykotun özellikle İslam dünyasında ve tüm ülkelerde yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Bu nedenle toplantılar düzenliyoruz ve yakında bu çalışmalarımızı daha geniş kitlelere yayacağız.”

Boykotun Etkileri Devam Eder Mi?

Türkiye’nin orta ve doğu illerinde boykot oldukça etkili oluyor. Ticaret Bakanlığı’nın resmi olmayan verilerine göre McDonald’s ve Starbucks şirketlerinin Türkiye cirolarında % 20’ye varan düşüşler görülmüş.

Dünyada İsrail’e destek veren şirketlerin hisse senetlerinde ciddi düşüşler gözüküyor.

Ancak bunun sürdürülebilirliği konusunda bazı sorunlar da var. Bunun ekili olması için uzun süreli ve belirli ürünlere odaklanması gerektiğini söylüyor uzmanlar.

Ekonomist Dr. Murat Turgut:

“Halkın boykot kampanyası Türkiye içinde kısmi olarak etki yarattı. Ama unutmayalım bunlar çok uluslu şirketler. Açıklarını hemen kapattılar. Mesela büyük indirim kampanyaları yaparak satışlarını arttırdılar ve boykotu da kısmen kırdılar. Boykotun başarılı olması için daha geniş çaplı kurumsal boykotların uygulanması gerekir. Örneğin çok büyük market zincirlerinin bu boykotta yer alması halinde adı geçen şirketler ciddi zarar görebilirdi. Şu an itibariyle sınırlı bir etki yarattığı kanaatindeyim. Fakat dünya çapında organize bir boykotun daha büyük etki yaratacağını düşünüyorum.”

Kemal Öztürk
aljazeera.net