Türkiye’de yerel seçimlerin farklı bir ruhu vardır. Genellikle seçmen iktidara kızdığında yerel seçimlerde ona bir uyarı mesajı verir. Ya oyları düşer ya da elindeki belediyeleri alıp başka partilere verir.

Son 4o yıldır bu gelenek değişmemiştir.

Seçmenden AK Parti’ye Üçüncü Uyarı

Cumhuriyet tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan kadar iktidarda tek başına kalabilen başka bir lider yoktur. Erdoğan’a karşı halkın büyük bir sevgisi var.

Ancak kendisinin aldığı oy ile partisinin aldığı oy arasında fark her geçen artıyor.

Seçmen Erdoğan’a 2023 yılında % 52 oy verirken, AK Parti’ye % 34 oy verdi.

Bu da vatandaşların AK Parti’nin bazı icraatlarından memnun olmadığı anlamına gelir.

Bu memnuniyetsizliğini dile getirmek için aslında daha önceleri de uyarılarda bulundu.

2019 yılındaki yerel seçimlerde Erdoğan’ın “aşkım” dediği İstanbul, Ankara gibi büyükşehirler dahil, 10 ili elinden aldı, oylarını da on puan düşürdü.

Aslında seçmenin belediyelerden ziyade genel gidişata, yönetim biçiminde, özellikle ekonomiye olan tepkisinin bir yansımasıydı bu.

Tüm bu uyarılara karşısında AK Parti gerekeni yapmadı ve bu son seçimde bir şok dalgasıyla karşı karşıya kaldı.

Elindeki 39 belediyenin 15’ni daha kaybetti, oyları da % 9 daha düştü.

Bu 22 yıllık AK parti iktidarında seçmenin yaptığı en büyük uyarıydı.

AK Parti’den Değişim Talebi

Erdoğan bu seçim sonuçlarını “bir bitiş değil, bir dönüm noktası” olarak gördüğünü söyledi. Vatandaşın tepkilerinin nedenini bulmak için partisinin üst yönetimini topladı. Şimdi hem genel olarak, hem de her şehir için neden oyların düştüğü, neden o şehirleri kaybettiğini bulacak.

Bu yıl içinde AK Parti’nin büyük kongresi toplanacak ve orada güçlü bir değişim yapması şart. Bu seçimde on şehir dolaştım ve çoğunda gördüğüm AK Parti teşkilatlarında ciddi bir yorgunluk, yıpranmışlık ve sorunlar var.

Bu kongrede illerin neredeyse tamamında bir değişim olması gerekir.

Bu da yetmez, ayrıca partinin üst yönetiminin de büyük oranda değişmesi bekleniyor.

Sanırım en çok değişmesi gereken de parti yöneticilerinin siyaset yapma şekli. Vatandaşı daha çok dinleyen, mütevazı siyaset tarzına dönmesi gerekir AK Partili yöneticilerin.

Erdoğan geçen yerel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu değişimleri yapmadığı için biraz da bu kadar tepki aldı ve oyları düştü.

Genel Sorunlara Çözüm Beklentisi

Aslında sadece AK Parti’nin yönetim şekli ve kadrosu için bir değişim talebi yok. Vatandaşın kronik hale gelmiş sorunlarına bir türlü ciddi çözümler bulamadı AK Parti iktidarı.

En başta son 3 yıldır yaşanan ekonomik sorunlara… Enflasyon % 65 seviyesinde ve ciddi bir fakirleşme yaşıyor insanlar. Döviz kuru bir türlü stabil olamıyor ve 1 Dolar 33 TL’ye yükseldi.

Emeklilere yapılan zamların çok yetersiz kaldığı yönünde çok büyük bir tepki var ancak Türkiye’nin bütçesi daha fazla zam yapacak durumda değil.

Toplumun bir kesimi ciddi ekonomik sorunlar yaşarken bir kısmı ise son derece lüks içinde yaşıyor. Bu gelir dağılımındaki adaletsizlik insanları isyan ettiriyor.

Bazı belediyelerde ve kurumlarda yolsuzluk, rüşvet, torpil iddiaları sürekli oluyor ve buna tepkiler de artıyor doğal olarak.

Yargıdaki sorunlar, eğitim sisteminde, çalışma hayatında, işçi dünyasında söz verilmiş ama çözülememiş sorunlar birikti birikti ve bu seçimde patlamaya neden oldu.

Erdoğan’ın Ciddi Değişimler Yapması Gerekir

Bu denli bir tepki, bu denli bir oy düşmesi, 47 yıl aradan sonra muhalefetin (CHP) öne geçmesi kimsenin beklediği bir durum değildi Türkiye’de.

Şu anda tüm siyaset uzmanları, kamuoyu araştırma şirketleri, siyasetçiler, yorumcular gece gündüz bu büyük oy değişiminin nedenini tartışıyor.

Türkiye’de hem iktidarda hem de muhalefet partilerinde ciddi değişimlerin olacağı kesin.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki dönemde ne yapacağı herkesin merakla beklediği konu.

Şahsen AK Parti kongresinde büyük bir değişim bekliyorum ama Bakanlar Kurulu’nda bir değişim olacağını sanmıyorum. Belki bir iki bakan olabilir sadece.

Bürokraside, iletişim alanında, yönetim anlayışında, devlet harcamalarında da ciddi yenilikler ve değişimler yapması gerekir Erdoğan’ın.

Millet öylesine kızgın ki, 2028’e kadar bir düzelme olmazsa Cumhurbaşkanlığını başka birine verebilir.

Kemal Öztürk

aljazeera.net