Tarih, jeopolitik gerçekler ve sosyoloji bize bir gerçeği öğretti:
Ortadoğu’yu dik durması gereken bir masa olarak düşünecek olursak, bunun dört ayağının olması gerekir: Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır, İran…

Bu masanın ayaklarından biri kırık olsa bu masa düz duramaz.

Eğer dik duran bir masada yemek yemek istiyorsak dört ülkenin de dimdik ayakta, birbiriyle uyumlu ve işbirliği içinde olması şart.

Avrupa Başardı Biz Neden Başarmayalım

Buradan bakınca bunun imkansız olabileceğini düşünenler olabilir.

Oysa reel politik gerçekler bunun imkansız değil artık zorunluluk olduğunu gösteriyor bize.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra birbirini boğazlayan ve 70 milyon insanın ölümüne neden olan İngiltere, Almanya, İtalya ve Fransa bir araya gelip Avrupa Birliği’ni kuracaklar deselerdi o zaman da kimse inanmazdı.

Ancak ülkelerin ve içinde yaşayan milletlerin çıkarlarını düşününce bu birliğin kurulmasının zorunlu olduğu hemen anlaşıldı.

1957’de Roma’da Campidoglio Sarayının Orazi Curiazi salonunda, Papa heykelinin önünde bu anlaşmayı imzaladıklarında, henüz savaşta ellerine bulaşan kan kurumamıştı.

Geçmişte dökülen kanları, kavgaları, küslükleri bir kenara bırakıp herkesin kazançlı çıkacağı bir anlaşma imzaladılar.

Sonuçta bugün hepsinin bu anlaşmadan kazançlı çıktığı anlaşılıyor.

Peki benzer bir şey neden biz yapmayalım?

İslam Dünyası En Büyük Kaosunu Yaşıyor

Bugün Ortadoğu Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük kaosunu yaşıyor.

5 ülkede iç savaş var. Askeri darbeler, ekonomik krizler, terör saldırıları nedeniyle 10 ülkede büyük kargaşa, de stabilizasyon yaşanıyor.

Ve Filistin İsrail tarafından işgal edilip 30 bine yakın sivil öldürüyor.

Yemen, Suriye, Lübnan, ABD, İngiltere ve İsrail tarafından bombalanıyor.

Tüm bunlar olurken İslam ülkeleri ne ortak hareket edebiliyor, ne karar alabiliyor ne de olaylara müdahale edebiliyor.

Tam bir felç ve kaos durumu yaşıyoruz.

İslam dünyası hiç bu kadar büyük savrulma yaşamamıştı.

Dört Devlet Ne Zaman Kavga Etse Büyük Kaos Oluyor

İşte bunu aşmanın tek yolu, yıkılan masayı düzeltmek. Bunun için de bölgenin en büyük ve en önemli dört devletinin, yani masanın ayaklarını oluşturan ülkelerin bir araya gelmesi gerekiyor.

Evet aralarında ciddi sorunlar var. Ciddi itikadı ayrılıklar, fikir farklılıkları var, kavgalar var. Ancak inanın bunlar Avrupa Birliği’ni oluşturan ülkelerin aralarındaki sorunlardan daha fazla değil.

Bu dört önemli devlet ne zaman birbiriyle uğraşsa İslam dünyası işgale uğruyor, şehirleri yıkılıyor, milyonlarca insanı yerinden yurdundan oluyor.

Batılı devletler bu dört önemli devlet bir araya gelmesin, masayı dik tutmasın diye her zaman aralarına fitne sokar, kavga çıkartır.

Mısır ve Türkiye, İran ile Suudi Arabistan kavga ettiği için İsrail bu kadar rahat hareket edip Filistin’i işgal ediyor.

Rusya bu yüzden kolayca Suriye’ye girip üs kuruyor.

Fransa bu yüzden Libya’yı rahatlıkla bombalayıp ikiye bölüyor.

İngiltere ve ABD Yemen’i bu nedenle kolay bombalıyor.

İsrail Lübnan’da, Suriye’de bu nedenle kolayca bombardıman, suikast yapabiliyor…

Daha vahim olan şudur:

Emperyalist devletler bu dört ülke ve onların etkisindeki diğer ülkelerin aralarındaki kavgalardan faydalanıp milyarlarca dolar silah satıyor bu ülkelere. Birbirlerini daha çok öldürsün diye bir de indirim yapıyor silah satışında.

Başka İşgaller ve Soykırımlar Yaşanacak

Evet kişisel olarak bu devletlerin politikalarına, itikadı yapılarına, yaptıklarına itirazlarımız var. Fakat tüm bunları unutma zamanı geldi.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nda, Arap Ligi’nde, Afrika Birliği’nde ortak karar çıkmamasının, Filistin’e yardın edilememesinin nedeni de bu dört devletin birbiriyle anlaşamamasıdır.

Öylesine tehlikeli zamanlar yaşıyoruz ki, eğer İslam dünyası ve özellikle bu dört devlet bir araya gelip anlaşmazsa, Filistin’in yaşadığı işgal ve soykırımı başka ülkeler de yaşayacak.

İslam ülkelerinin yer altı kaynaklarına, petrolüne, ticaretine göz dikmiş doğunun ve batının emperyalist ülkeleri için bizim yaşadığımız kaos onlar için büyük fırsat.

Şunu da unutmayalım: Müslüman ülkelerin sokakları Filistin konusunda büyük infial halinde. Devletlerinin politikalarına karşı tepkileri çok büyük. Bazı ülkelerde Filistin için gösteri yapılması yasaklansa bile, o ülkedeki halklar büyük bir feryat halinde Filistin için sosyal medyada bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Bu baskı ve politika farklılığı bu şekilde sürmez. Yakında sokaklarda iktidarlara karşı gösteriler, protestolar başlayacaktır.

Çocuklarımızın Yaşayacağı Coğrafya Kalmayacak

Sokaklar karışmadan ve daha fazla batılı devletlerin işgal ve soykırımları yaşanmadan bu dört devletin bir araya gelmesi ve anlaşması gerekir. Sonra da diğer devletleri ikna edip Ortadoğu’nun, İslam dünyasının kaderini değiştirmeliler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’a yaptığı ziyaretlerde küslüklerin bir kenara bırakılması için el sıkıştılar.

Şimdi diğer devletlerin de benzer şeyler yapmasının zamanı geldi.

Tahran, Riyad, Kahire ve Ankara devlet başkanlarını ağırlamalı ve dünyaya güçlü mesajlar vermeli.

Aksi takdirde çocuklarımızın yaşayacağı bir coğrafya kalmayacak elimizde.

Kemal Öztürk

aljazeera.net