Bir ülkenin, bir milletin yüceliği ve cesareti, kendinden olmayan “ötekinin” haklarını savunmasıyla ölçülür. Bunun için ödeyeceği bedelleri göze alarak, sadece yüksek idealler uğruna gösterdiği bu tavır, o devletin ve milletin saygınlığını arttırır.

İspanya, İrlanda, Norveç resmen Filistin devletini tanıdılar.

Bu üç devletin jeopolitik ya da ekonomik olarak Filistin’den bir beklentisi bulunmuyor. Aksine İsrail’in dünya genelindeki finans, medya ve politikadaki gücünü karşısına alma pahasına bunu ilan ettiler.

İspanya belki de Avrupa’da en cesur açıklamaları yapan, İsrail’in katliamını ve soykırımını en güçlü sesle dünyaya duyuran ülke oldu.

İrlandalılar zaten benim en sevdiğim millet. Protest, aykırı, haksızlık karşısında asla susmayan ve ezber bozan bir ülke.

Filistin konusunda Avrupa’da bu devletler kadar cesur, ilkeli ve saygı uyandıran başka devletler göremiyorum.

Dünyaya İspanya kadar cesur, İrlanda kadar yürekli, Norveç kadar ilkeli devletler lazım.

İslam Ülkelerinden Daha Cesurlar

Kimse kusura bakmasın İspanya, İrlanda, Norveç bazı İslam ülkelerinden daha cesur. Düşünün Filistinlilerle aynı dinden değil, aynı ırktan, aynı medeniyetten değil.

Jeopolitik olarak bir ilişkileri bulunmuyor ve Ortadoğu’da güç dengesinin parçası da değiller.

Buna rağmen çok yürekli, cesur ve en yüksek sesle Filistin davasını savundular, İsrail’i lanetlediler ve sonunda Filistin devletini de tanıdılar.

Şimdi sorarım herkese, bazı İslam ülkeleri İsrail’e karşı bu kadar cesur mu? Söylemleri böylesine güçlü mü? Bedel ödemeyi göze alacak kadar ileri adımlar atabiliyorlar mı? Hayır.

Bir İslam ülkesi din, ırk, medeniyet bağlantısı olmayan, jeopolitik ya da ekonomi-politik bir çıkarı olmamasına rağmen başka bir ülkenin, milletin haklarını bu denli cesursa savunabilir mi? Bence hayır.

Hatta birçok İslam ülkesinde, birçok Müslüman topluluklar (mesela Çin’de Uygur Müslümanları) acı çekerken, bazı İslam ülkeleri başını kuma gömüp görmemezlikten geldi.

O yüzden bize İspanya kadar cesur, İrlanda kadar isyankâr devletler lazım.

Batıdaki Öğrencilerin Bize Öğrettiği

Dünyada bir gencin Harvard, MIT, Columbia ya da Cambridge üniversitelerine girmekten daha büyük bir hayli yoktur sanırım. Orada okuyan bir genç geleceğini garanti altına almış demektir.

İşte bu hakkı kazanmış öğrenciler okullarından atılma pahasına Filistin davası için sokaklara döküldü.

Herkesin, “Hamas terör örgütüdür” dediği bir ortamda Gazze’nin haklarını savundu. Tüm ABD medyası, devletin tüm kurumları, Kongre, Senato… İsrail’in haklarını savunurken, onun propagandasını yaparken bu gençler İsrail’e katil, yapılan operasyona katliam dedi. ABD müesses nizamına, İsrail’in derin ilişki ağına, gizli gücüne, kurulu düzene o cesur yürekli gençler isyan bayrağı açtı. O isyanı Filistin bayrağı temsil ediyor bugün.

Avrupa’da birkaç devlet hariç hepsi İsrail’in huzurunda hizaya girmişken tıpkı ABD’deki gençler gibi, en önemli üniversitelerindeki gençler kirli düzene başkaldıran isyan bayrağını Avrupa’da açtılar. Filistin’in kırmızı, yeşil, siyah renkleri dünyadaki adaletsiz düzene bir başkaldırının rengine dönüştü. Kimi zaman bir elbise oldu, kimi zaman karpuz, kimi zaman bir maskot oldu.

Bu gençler bize şunu öğretti: ‘Sizinle aynı dinden değiliz, aynı ırktan, aynı kabileden, medeniyetten değiliz. Çoğumuz Gazze’nin nerede olduğunu, ne dili konuştuğunu, hangi dine mensup olduğunu bilmezdik. Ama gördük ki bir millet zalim bir devletin katliamı altında inliyor, eziliyor, ölüyor sonumuzu düşünmeden ayağa kalktık.’

Tüm ABD’de, Avrupa’da yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı, İslamofobi zirve yapmışken, her yere yayılmışken bu gençler evrensel bir meydan okumayla bu kirli yükselişe dalga kıran oldular.

Göçmen Filistinlilerle, Afrikalılarla, Orta Doğulularla, Asyalılarla kol kola girdi, dünyaya manifesto gibi ses verdiler.

İsrail’e katil, operasyona katliam, ona destek olanlara işbirlikçi katil dediler.

Şimdi sorarım size, bizim öğrencilerimiz bu kadar cesur mu? Bizim öğrencilerimiz kendinden olmayan “öteki” için böylesine bir isyan başlatabilir mi? Bizim öğrencilerimiz devletlerinin terörist dediği bir örgütü savunabilir mi? Tanımadığı bir millet için okuldan atılmayı göze alabilir mi?

Evet, bazı öğrencilerimizi ayıralım ve böyle oldukları için alınlarından öpelim.

Ancak genel olarak bakarsanız üniversitelerimize nasıl bir ölüm sessizliği içinde olup biteni izlediklerini görebiliriz.

Gazze bize çok şey öğretiyor.

Gazze dünyada dengeleri değiştiriyor.

Gazze milletleri, gençleri, ülkeleri dönüştürüyor.

Yakında İslam dünyasını da böyle değiştirecektir eminim.

Kemal Öztürk

aljazeera.net