Artık bir drama dönüşen Gazze katliamı bizi derinden sarstı ve adeta bir travmaya dönüştü.
Gözlerimizin önünde her gün Müslüman kardeşlerimizin öldürülmesini çaresizce izlemenin verdiği bir acı yaşıyoruz.
Bununla beraber her şeyi sorgulamaya başladık.
İslam dünyası güçlü, derin ve cesur bir sorgulama dönemine giriyor.
İktidarları Sorgulamalıyız
Nasıl olur da 57 İslam ülkesi, yaklaşık 2 Milyar Müslüman gözümüzün önünde yaşanan katliamı engelleyemez?
Müslüman devletlerin iktidarları nasıl olur da bu kadar çaresiz, beceriksiz, vurdum duymaz olabiliyor?
Batılı ülkeler Ukrayna-Rusya savaşında birlik olup, güvenlik tehdidi gördükleri Rusya’ya karşı birleşti. Neden Müslüman ülkeler İsrail saldırganlığını bir güvenlik tehdidi olarak görüp aynı şekilde birleşemiyor?
İktidarları, devletlerin tutumlarını, ilişkilerini sorgulamalıyız artık.
Müslüman Bireylerin Tutumunu Sorgulamalıyız
İslam ülkelerinin iktidarlarını pasif olduğu için sorgulanırken kendimizi de sorgulamalıyız.
Tüm batı ülkelerinde yüzbinlerce insan sokaklara döküldü, kendi dininden, ırkından olmayan Filistin için protesto gösterisi yaparken, Müslüman ülkelerin sokaklarında neden ölü sessizliği var?
Müslüman bireylerin ataletinin, sessizliğinin ve duyarsızlığının sebebi nedir?
Müslüman kimliğini, fikrini, dünyaya bakış açısını ve ideallerden kopuk yaşamını sorgulama vaktimiz geldi.
Fikir Dünyamızı Sorgulamalıyız
Müslümanların fikir ayrılığının bir sonucudur Gazze’de yaşanan dram. Bizi bu denli birbirimizden ayıran, çocuk ölümlerine bile sessiz kalmamıza neden olan bu ayrılıklar, bu kamplaşmalar artık bitmeli.
Mezhep farkları, meşrep ayrılıkları, ideolojik bakış açıları bu denli bizi ayırıyorsa, düşmanlaştırıyor, ötekileştiriyorsa buna dur demenin zamanı gelmiştir.
İslam alimlerimiz, aydınlarımız fikir dünyamızı sorgulamalı, bizi ayrıştıran düşünceleri eleştirmeli ve bizi birleştirecek yeni fikirler üretmeli artık.
Batı ile İlişkilerimizi Sorgulamalıyız
Gazze Batılı ülkelerde de ciddi bir kırılmaya neden oldu. Çoğu devlet resmi olarak İsrail’in yanında yer alırken, daha çok katliam yapması için ona silah, mühimmat verip, diplomatik destek olurken halkların tavrı tam tersi yönde işledi.
Gençler üniversitelerde ayağa kalktı. Halklar sokakları doldurdu. Hiç tanımadıkları Filistin halkı için dayanışma gösterileri dünyanın dört bir yanına yayıldı.
Batı kendi değerleriyle, kendi ürettiği ideallerle devlet düzeyinde çatıştı, kendini inkar etti.
Artık Batılı devletlerle, onların kurduğu ittifaklarla, kurumlarla ilişkimizi sorgulamalıyız.
Birleşmiş Milletler ne işe yarar? Neden katliamı önleyemiyor? En başta bunu sorgulamalıyız.
Batı devletleriyle ilişkileri gözden geçirirken, onların duyarlı, idealist halklarıyla daha fazla iletişime ve etkileşime geçmeliyiz.
Nasıl bir dünya istiyoruz?
Sorgulamamızı sadece kendi dünyamız ile sınırlandırmamalıyız. İnsanlık için nasıl bir dünya tasavvurumuz var? Dünyaya acı çektiren tüm ideolojilere karşı önermemiz nedir?
Dengelerin değiştiği bir dünyada bizim yerimiz nedir? Bizim tüm dünyaya önereceğimiz adil bir ekonomik düzen, adil bir gelir paylaşımı, herkese eşit uygulanan bir adalet sistemi var mı?
İşte bunları tartışmamızın zamanı geldi.
Eğer yeni Gazzeler olmasın diyorsak, eğer topraklarımız işgal edilip çocuklarımız köleleştirilsin istemiyorsak, özgür ve mutlu yaşayacağımız bir dünya istiyorsak kendimizi ciddi biçimde sorgulama vakti geldi.