1930’lu yıllarda dünya diktatör eğilimli tek adamların, milli şeflerin ve tek partilerin hakim olduğu bir düzen içindeydi. Milliyetçiliğin ırkçılığa dönüştüğü, ulus devletlerin yüceltildiği, agresif politikaların zirve yaptığı yıllardı.

Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini, İspanya’da Franco, Rusya’da Stalin o dönemin sembol isimleriydi ama tüm ülkelerde bu kişilerin yarattığı sistem benzeri yönetimler vardı. Hatta o kadar popüler oldular ki birçok ülkede Hitlerin bıyıkları moda oldu.

Yeni Dünya Düzenleri Felaketler Sonrası Kuruluyor

Ancak insanlar bu hastalıklı düzenin bir gün dünyanın başına nasıl bir bela açtığını kısa süre sonra gördü. Bu diktatör yönetimlerin neden olduğu savaş dünyaya yayıldı ve 70 Milyon insan hayatını kaybetti. O zaman insanlığın aklı başına geldi.

Tek adam rejimlerinin, tek kültür ve tek ırka dayalı toplum yapılarının, baskıcı sistemlerin dünya için bir felaket olduğunu ve bunu acilen önlemek gerektiğini anladı.

Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, çok kültürlülük, bir arada yaşamak, insani değerlere ait kavramlar, düşünceler, organizasyonlar 2. Dünya Savaşı’ndan sonra hızla gelişti ve dünya yeni bir düzen aldı. En azından Batı’dan nasyonal sosyalizm değil, daha fazla özgürlük talebi ihraç edilmiş oldu.

İnsanoğlu bir felaket yaşamadan büyük değişimler yapamıyor. Çok tuhaf ama insan kendisine acı veren, yıkımlara neden olan büyük sosyolojik depremlerden sonra ilerleme kaydedebiliyor.

Gazze’de Çöken Dünya Düzeni

Böyle bir döneme girdiğimizi düşünüyorum. Gazze, dünyanın alt üst oluşunu, büyük değişimler yaşanacağını ve mevcut paradigmaların çökeceğini gösteren bir işaret fişeğidir bana göre.

İtalya’da, İspanya’da, Avusturya’da Hitler’i alkışlayan faşistler gibi, soykırım yapan Netanyahu’yu alkışlayan ABD Kongre üyeleri olduğunu da gördük.

ABD demokrasisinin sahte ve iki yüzlü olduğu, Gazze sahilinde çocuk öldüren İsrail askerlerini korumak için uçak gemisinin Doğu Akdeniz’e demirlemesiyle yeniden anlaşıldı.

İngiltere’nin demokrasinin, özgürlüklerin beşiği olduğu tezi, 40 bin sivili öldüren İsrail askerlerini değil, Yemen’de Husileri vurduğunda Hudeydiye çöllerine gömüldü.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Hitler gibi diktatörler bir daha dünyayı yakmasın diye kurulan Birleşmiş Milletler, şimdi Hitler gibi Filistin’i, Ortadoğu’yu yakan Netanyahu’ya hiçbir şey yapamadığında iflasını ilan etti aslında.

Avrupa’nın savaştan sonra insanlık için ürettiği tüm değerlerin, tüm fikirlerin ve söylemlerin, aslında sadece kendisi için olduğunu, bencilce yaşadığını, başkentlerinde “Gazze’deki katliamı durdurun!” diye haykıran insanları polis copuyla dövdüğünde gördük.

Hastaneler, camiler, kiliseler, okullar İsrail buldozerleri tarafından yıkıldığında; Batı’nın kurduğu sözüm ona İnsan Hakları Mahkemeleri, Adalet Divanları, İnsan Hakları Beyannamelerinin sahte bir tiyatro repliği olduğu anlaşıldı. Onlar da yıkıldı.

Müslüman Dünyasının Çöken Değerleri

Gazze, bizim umutla kurduğumuz ama sahte ve içi boş hale getirdiğimiz kurumların ne kadar anlamsız olduğunu da gösterdi bize.

İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi, Afrika Birliği gibi kurumlar, Gazze sahilinde vurulan çocuğun düşen uçurtması gibi Akdeniz’in sularına gömüldü.

“Müslüman Kardeşliği, İslam Birliği, Ümmet” gibi kavramların kifayetsiz ve muhteris iktidarlar tarafından nasıl içinin boşaltıldığını, nasıl anlamsız hale getirildiğini, gözlerimizin önünde annesi öldürülmüş bir çocuğun feryadıyla duymuş olduk.

Yeni Bir Dünya Düzeni Kurulacak

Dünyadaki tüm paradigmalar ve tüm süslü retorikler, Han Yunus’un kerpiç evleri gibi tek tek çöküyor.

Tüm zihinler bu olup bitenleri kaydediyor ve biriktiriyor. Dünya şiddetli bir savrulma, büyük bir dağılma ve kaos yaşamaya gebe.

Herkes, Hitler gibi fütursuzca dünyayı ateşe sürükleyen Netanyahu’yu izliyor sadece. Önlem almazsa onun neden olacağı felaketi yaşamaktan kaçamayacak.

Ancak yeni bir dünya düzenin kurulmasını kimse önleyemeyecek.

Nasıl olacak, kim yapacak, nasıl bir düzen kurulacak bilmiyorum.

Fakat şuna eminim; bizim çaresizliğimizi, beceriksizliğimizi ve utancımızı gören bizden sonraki nesiller kuracak bu yeni düzeni.

Kemal Öztürk
aljazeera.net