Türkiye’de yapılan “Antalya Diplomasi Forumu” dünyanın birçok ülkesinden devlet adamı, diplomat ve önemli insanları ağırladı.
148 ülkeden 4 Bin 700 kişinin katıldığı forumun ana teması “Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak”.
Doğal olarak kriz dendiğinde herkesin aklına, dünyanın son elli yılda gördüğü en büyük insani, siyasi ve coğrafi krizi Gazze geldi.
Bu konuda devlet başkanları dahil herkes İsrail’in yaptığı soykırımı, katliamı, acımasız işgalini kınadı, lanetledi.
İsrail Bir Eşiği Çoktan Aştı
Bu toplantının yapıldığı günlerde, neredeyse tüm Gazzelilerin güvenli diye sığındığı Refah bölgesi İsrail tarafından bombalanmaya devam ediyordu.
Filistin Sağlık bakanlığı ölü sayısını 30 Bin 410 olarak açıkladı.
Avrupa merkezli “Euro-Mediterranean Human Rights Monitor” isimli insan haklarını izleme kuruluşu, İsrail tanklarının Gazze Şeridi’nde onlarca Filistinliyi kasıtlı olarak ezip geçtiğini duyurdu.
Bu esnada ABD ve Mısır’a ait uçaklar havadan Gazze’ye yardım malzemeleri atıyordu. Sanki Refah Kapısı depremde yıkılmış da açılamıyor diye, utanmadan hava yolunu kullandılar.
Bu yardımları almaya çalışan insanları, İsrail top mermileriyle vurdu, 112 kişi olay yerinde hayatını kaybetti.
İsrail dünyadan bu saldırıya gösterilen tepkilere cevap bile vermedi.
Çünkü İsrail’in gözü dönmüş yöneticileri artık bir eşiği aştılar. İnsani değerlerin, hukukun, kuralların, vicdanın olmadığı bir düzleme geçtiler.
Bu nedenledir ki artık diplomasinin, retoriğin ve vicdanın sonu gelmiş durumda Gazze’de.
İsrail’in Tank Paletlerine Çarpan Sesler
Diplomasi, iletişim, vicdanlara seslenmek ahlaklı bir dünyada olur ancak. Uluslararası hukuk kurallarının, devlet ilişkisinin işlediği bir ortamda elbette bunların büyük faydası vardır.
Lakin bu artık İsrail için geçerli olan bir kural değildir.
İsrail Londra’dan Malezya’ya, Bosna’dan Güney Afrika’ya tüm sokakların vicdanlı insanlarla dolup taşmasına ve İsrail’i lanetlemesine aldırış etmiyor.
Dünyaca ünlü sanatçıların, Hollywood yıldızlarının, bilim insanlarının, din adamlarının, Papa’nın vicdanlara, kalplere hitap eden sesleri, İsrail tanklarının paletlerine çarpıp yere düşüyor.
Avrupa’da, Asya’da, Latin Amerika’da, Afrika’da devlet başkanları düzeyinde yapılan tüm ateşkes çağrılarının, tüm tepkilerin, kınamaların da İsrail’de çocuk öldürme emri veren yöneticileri etkilediğini kimse söyleyemez.
Avrupa Birliği’nin, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, Arap Ligi’nin, Afrika Birliği’nin yaptığı çağrıların, kınamaların da İsrail füzelerine, uçaklarına, tanklarına etki ettiğini görmedik.
Peki neden ısrarla bu açıklamaları sürdürüyor tüm dünya?
Peki ekmek kuyruğunda çocuğu öldürülen Filistinli anne bu çağrıları duyduğunda en düşünüyor sizce?
İsrail’in Canını Yakacak Hamleler Gerekiyor
Hepimiz biliyoruz artık, insani tüm değerleri tanklarıyla ezen, füzeleriyle vuran İsrail yapılan bu çağrılardan etkilenmiyor.
Şimdi İsrail’in canını yakacak hamleler gerekiyor.
Dünyadan izole edilmeli İsrail.
Tüm ticari ilişkiler kesilmeli.
Her alanda ambargo uygulanmalı, uçaklarına hava yolu, gemilerine deniz yolu kapatılmalı.
Barış gücü gönderilip İsrail’in katil askeri durdurulmalı.
Filistin halkı BM’nin, İslam ülkelerinin koruması altına alınmalı.
Refah Sınır Kapısı açılmalı.
Ve Gazze ablukası kaldırılmalı.
En azından tüm bunlardan bir tanesinin yapılması bile İsrail’in canını yakar.