Vladimir Bartol’un Alamut Kalesi isimli kitabını okuduysanız Hasan Sabbah’ın hikayesini öğrenmişsinizdir.

Aslında Müslüman dünyasında değil sadece, batılı istihbarat örgütlerinin, Hollywood filmlerinin ve bilgisayar oyunlarının (Assassin’s Creed) da Hasan Sabbah’ın ölümcül örgütünden ve yaptığı akıl almaz suikast taktiklerinden etkilendiğini görürsünüz.

Alamut Kalesi’nde kurduğu sahte cennette yetiştirdiği suikastçılarla dönemin en önemli devlet adamlarını öldürmesi (örneğin Selçukluların kudretli veziri Nizam’ul Mülk) ile tarihte unutulmaz biçimde yer aldı Hasan Sabbah.

Suikastçılarına haşhaşdan üretilmiş uyuşturucu verdiği için adı “Haşhaşin” olarak bilindi. Bugün İngilizcedeki suikatçı anlamına gelen “assassin” kelimesi “Haşhaşin” kelimesinden üretilmiştir. Hasan Sabbah böylesine etkili ve derin izler bırakmıştır insanlık tarihinde.

Alamut Kalesi

Çağımızın Hasan Sabbah’ı FETÖ

Fethullah Gülen, belki de Hasan Sabbah’tan daha etkili ve daha büyük bir örgüt kuran, onun kadar akıl almaz yöntemler uygulayan Türkiyeli bir “din adamı”ydı.
Uzun yıllar eğitim kurumları, dini hizmetler yapan vakıflar görünümü altında gizli örgütlenmesini sürdüren Gülen, 1999 yılında sağlık sorunlarını bahane ederek ABD’ye yerleşti. Aslında Türk devleti ile ilişkileri bozulduğu için ülkeden kaçtı.

AK Parti iktidarıyla biraz nefes alan örgüt, 2013 yılında iktidarla bozuştu ve o tarihten sonra gerçek yüzü anlaşılmaya başlandı. Görünen “hoca” kimliğinin altında dünyanın en büyük istihbarat toplama örgütünü kuran, suikast düzenleyen, şantaj yapan, illegal telefon dinleme yöntemi kullanan, mahrem görüntü kayıtları yapan, tüm kayıtları ABD ve Kanada’da saklayan korkunç bir örgüt olduğu anlaşıldı.

Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Amerika’ya kadar yüzden fazla ülkede üniversite, kolej, iş adamları derneği, düşünce kuruluşu ve şirketler kurmuştu. Yüz miyarlarca dolar değerinde serveti vardı.

Örgüt kendi içinde katmanlardan oluşuyor, en üst kademedekiler istihbarat ve politik faaliyetler yaparken, alt tabakada hiçbir şeyden haberi olmayan müritleri eğitim ve dini faaliyetlerle meşgul oluyordu.

ABD ve İsrail Kontrolünde Bir Örgüt

Gülen kendisine o kadar güveniyordu ki, CIA ve Mossad ile işbirliği yaparken onları kendi amacı için kullanacağını düşünüyordu. Amacı ise kainat devleti kurmaktı. Zaten örgütteki konumu da “kainat imamı” idi.

Ancak zaman içinde durumun hiç de öyle olmadığı, İsrail ve ABD’nin örgütü kendi çıkarları için kullandığı ve bir süre sonra Gülen dahil, üst kademe yönetimi kontrol altına aldığı anlaşıldı.

Örgüt öylesine etkiliydi ki, Türkiye’de 15 Temmuz 2016’da askeri darbeye kalkışacak kadar kendinde güç görüyordu.

Ancak darbe Türk halkının sokaklara çıkması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direnmesiyle başarısız oldu. 250’den fazla insan hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı ve on binlerce insan bu darbeden dolayı mağdur oldu.

Gülen, ABD’den yönetmeye çalıştığı askeri darbenin başarısız olmasına rağmen ABD yönetimi tarafından Türkiye’ye iade edilmedi. Türkiye-ABD ilişkilerinin bozulmasının en önemli sebeplerinden biri FETÖ’dür.

İslam Ülkelerinde Hâlâ Etkin

Ne acıdır ki Türkiye, yaşadığı korkunç olaylara rağmen FETÖ’nün 100’den fazla ülkedeki faaliyetlerini durduramadı. Bazı ülkeler Türkiye’nin yaşadığı ürkütücü tecrübeyi dikkate aldı ve bu örgütü ülkesinden kovdu. Ancak büyük bir kısmı bu örgütün okullarına, ticari faaliyetlerine ve sosyal aktivitelerine dokunmadı. Çünkü örgüt okullarında yetiştirdiği çocukları büyüyünce bulunduğu devletin kritik kademelerine yerleştirip orada güç elde etti.

Çıkar ilişkileri, ABD ve İsrail’in desteği ile bugün hâlâ Asya, Afrika, Ortadoğu’da bir çok ülkede faaliyetlerini sürdürüyor. Faaliyet yaptığı ülkelerde ABD ve İsrail aleyhine bir durum olduğunda bu örgüt devreye giriyor ve gizli bir şekilde sorunu çözüyor. Sorun büyüdüğü zaman ise Türkiye’deki gibi darbe yapmaya bile kalkıyor. Örneğin Kırgızistan’da da darbe girişiminde bulundu.

Çağın Hasan Sabbah’ı Öldü

21 Ekim 2024 tarihinde FETÖ örgütünün resmi yayın organı olarak görülen herkul.org Fethullah Gülen’in 20 Ekim 2024 tarihinde öldüğünü duyurdu. Daha önce defalarca öldüğü iddia edilen örgüt liderinin bu kez kendi yayın organlarınca ölümü duyuruldu.

Örgüt içinde bir süreden beri devam eden güç kavgası Gülen’in ölümüyle daha da alevlendi. En büyük kavga örgüte ait Milyarlarca dolarlık servet ve gayri menkule sahip olmak nedeniyle çıktı. Örgütün ABD’deki üyeleriyle, Avrupa ve Asya’daki üyeleri arasında kıyasıya bir güç kavgası başlayacak önümüzdeki günlerde.

Kimin yeni lider olacağı tartışmasında son sözü söyleyecek olan FETÖ’nün himayecisi ABD devleti kuşkusuz. Ancak parçalanan ve güç kaybeden örgütü gözden çıkartır mı meçhul.

FETÖ örgütünün ve Fethullah Gülen’in ne denli büyük ve tehlikeli bir örgüt kurduğunu dünya henüz tam olarak bilmiyor.

Fakat bu örgütün en büyük tahribatı yarattığı Türkiye’de herkes Fethullah Gülen’in Hasan Sabbah’tan daha tehlikeli olduğunu çok iyi biliyor.

Belki bundan sonra dünyaya daha iyi anlatılabilir bu örgüt.

Kemal Öztürk
aljazeera.net