Geçen yıl Kasım ayında Berlin yakınlarında, Potsdam isimli küçük yerleşim yerinde bir otelde gizli bir toplantı yapıldı. Toplantıda bazı siyasi partilerden isimler ve Neo Nazi gruplardan bazı temsilciler vardı.
Konuşulan konu ise oldukça ürkütücüydü: Almanya’da yaşayan ve vatandaş olmayan ya da asimile edilememiş insanların topluca sürgün edilmesi…
Bu gizli toplantıyı bulup ortaya çıkartan “Araştırmacı Gazetecilik Oluşumu Correctiv” isimli ekipti.
Geçtiğimiz hafta haberin yayınlanmasından sonra Almanya’nın çeşitli şehirlerinde büyük gösteriler düzenlenmeye başlandı.
Tepkinin büyük olmasının sebebi toplantıya aşırı sağcı “Almanya için Alternatif Partisi” (AfD) ve eski Başbakan Angela Merkel’in partisi “Hristiyan Demokratlar” (CDU) partisinden isimlerin de katılmış olmasıydı.
Afrika’ya Sürgün Edilecek İnsanlar
Habere göre aşırı sağcı aktivist Martin Sellner toplantıda, Almanya’da yaşayan, vatandaşlık almamış ya da asimile edilememiş yabancıların Afrika’da bir ülkeye sürgün edilmesini anlatan bir rapor sundu. Sürgün edilecek insan sayısının 2 Milyon civarında olduğu tahmin ediliyor.
Bu gizli toplantı Almanya’da Nazi dönemi Yahudilerin sürgün edilmesi tartışmalarını yeniden canlandırdı. Başbakan Olaf Scholz dahil herkes bu konuda tepki gösterdi ve AfD’nin kapatılmasını tartışmaya açtı.
Olay Nazi dönemi ve Yahudilerin Almanya’dan sürülmesi tartışmasını başlatsa da aslında başka bir tehlikenin anlaşılmasını da sağlıyor bana göre.
1492’de Endülüs’ten Müslümanların ve Yahudilerin zorla sürülmesini anlatan “Reconquista” olayı.
Özel Rapor: Aşırı Sağın Yükselişi Güvenlik Sorunudur
Geçtiğimiz yıl Türkiye’de Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı olan Prof. Dr. İbrahim Kalın’ın ilk icraatlarından biri “Milli İstihbarat Akademisi” kurmak oldu.
Bu akademi de ilk raporunu geçtiğimiz günlerde, “Batılı Ülkelerde Aşırı Sağ Hareketler” adıyla yayınladı.
Rapor, dünyadaki aşırı sağ hareketlerin yükselişini, şiddete dönüşmesini inceliyor ve bunu en önemli güvenlik tehditlerinden biri olarak görüyor.
Özellikle 2023 yılında Müslüman karşıtlığı eylemlerin patlama yaşadığına dikkat çekiliyor.
Sadece Almanya’da 2023 yılında 50’nin üzerinde camiye saldırı düzenlendi. Avrupa’da Türkiye, Nijer, İran, Suudi Arabistan, Libya, Fas, Cezayir, Irak ve Mısır’a ait diplomatik misyonlar önünde 206 eylem yapıldı. Bunların bir kısmı da Kuran-ı Kerim yakma eylemiydi.
Rapor, dünyada ve özellikle Avrupa’da aşırı sağın yükselişinin büyük bir tehdit oluşturduğunu, Avrupalı devletlerin uluslararası işbirliğine açık olmaları halinde ancak bu sorunu çözebileceğini ifade ediyor.
Avrupa’da Müslümanlar ve Yabancılar Sürgün Edilebilir
756-1492 yılları arasında İspanya’da Müslümanların kurduğu Endülüs devletinin yıkılmasını, Müslümanların İspanya’dan sürülmesini amaçlayan hareketin adı “Reconquista” idi.
Ya Hıristiyan olmaları ya da ölümü seçmeleri istenen Müslümanlar bu yüzden İspanya’yı terk etmek zorunda kalmıştı. Bu sürgüne sonra Yahudiler de dahil edildi. En büyük Yahudi göçü de 1492’de Osmanlı topraklarına oldu.
Bu büyük sürgün ve soykırımda kaç Müslümanın öldürüldü ve sürgün edildi bilinmiyor.
Ancak Avrupa tarihindeki en büyük sürgün ve soykırım hareketi olduğu kesin.
İşte bu korkunç sürgün düşüncesinin Avrupa’da her geçen gün daha fazla yayıldığını ve artık bir projeye dönüşmek üzere olduğunu düşünüyorum yıllardır.
Çünkü Avrupa’da Müslüman karşıtlığı (İslamofobi), Yahudi karşıtlığı (Antisemitizm) ve yabancı düşmanlığı (Zenofobi) korkutucu şekilde artmış durumda.
İtalya, Macaristan, Fransa, Almanya, Avusturya, Hollanda’da aşırı sağ partiler ya iktidarda ya da ikinci büyük parti konumunda. 10 yıl önce bu partilerin adı dahi duyulmamıştı.
Bundan sonraki on yılda yabancı düşmanı, Müslüman ve Yahudi karşıtı bu partilerin çoğu iktidarda olacak.
Daha önce fikir düzeyinde olan yabancıları, Müslümanları Avrupa’dan sürme fikrinin bir projeye ve eyleme dönüşeceğine adım gibi eminim.
Almanya’da ortaya çıkartılan gizli toplantı bunun en güçlü örneklerinden biri.
Avrupa devletleri bu büyük tehlikeyi önleyemiyor.
Müslüman ülkeler ise 30 Milyon Müslümanın yaşadığı Avrupa’da yeni bir sürgün dalgasının yaşanabileceğini tam anlayabilmiş değil.
Herkes Akdeniz’den Avrupa’ya gitmeye çalışan göçmenleri konuşuyor ama bir gün Avrupa’dan Müslüman ülkelere ve Afrika’ya zorla göç ettirilecek 30 Milyon Müslümanı da konuşmak zorunda kalabilir.