ABD seçimlerinin çok şaşırtıcı sonuçları var kuşkusuz. Hem temsilciler meclisinde, hem senatoda, hem de başkanlıkta gücün sahibi oldu.
Nasıl olabilir?
Bunun tartışmasını bolca yapacağız.
Fakat benim açımdan bu seçimde şaşırtıcı olan iki şey var:
- ABD’de yaşayan Müslümanlar neden Turmp’a oy verdi?
- Göçmenler neden kendilerine düşman olan Trump’ı seçti?
ABD Seçimlerinde Gazze Konusu İlk Sıradaydı
Gazze ve Lübnan tarihinin en ağır yıkımını yaşarken bunun en büyük destekçisinin ABD olduğunu hepimiz söylüyoruz. Çocukları, kadınları, sivilleri öldüren bombaların tamamı ABD’den geliyor, uçak gemileri Akdeniz’de İsrail’i koruyor ve BM’nin karar almasına engel oluyor.
Tüm bunları bizim gördüğümüz gibi ABD’de yaşayan Müslüman topluluklar da görüyor. Bu yüzden sokaklarda ABD politikasını eleştiren, İsrail’i lanetleyen yüzlerce protesto gösterisi yapıldı. Bu süreçte öfkemizi arttıran bir başka şey ise Trump’ın İsrail’e verdiği koşulsuz destek oldu. Trump’ın “Netanyahu’ya elini çabuk tut derdim.” lafı katliamı en kısa sürede yap anlamına geliyordu ve İsrail’i yüreklendirmişti.
Nitekim Netanyahu’nun barış görüşmelerini Trump seçilene kadar uzatması, seçim gecesi İsrail televizyonlarında bayram havasının esmesi de bu yüzden.
Trump geldiğinde İsrail işini daha kolay yapacak, buna inanıyorlar.
Bu yüzden ABD seçimlerinde Gazze meselesi en çok konuşulan konulardan biri oldu.
Herkes Müslüman topluluğun Trump’a oy vermeyeceğini düşündü.
Ancak tam tersi oldu.
Müslüman topluluk neden Trump’a oy verdi?
Müslüman topluluğun tüm bu olanlara rağmen Trump’a oy vermesi beni en çok şaşırtan konulardan biriydi. Bunu anlamak için ABD’de seçimleri izleyen, siyaseti takip eden gazetecileri aradım. Onlardan konunun detaylarını öğrendiğimde kafamda onların gerekçelerinden başka bir şey oluştu.
Fakat önce onların seçim sahasından yaptıkları gözlemleri anlatayım.
Seçimlerde “salıncak eyalet” denen Michigan üzerinden konuyu inceleyelim.
Burada Demokrat Parti’den kongre için aday olan Filistin davasının büyük savunucusu Rashida Tlaib çok yüksek bir oyla seçilirken, partisinin başkan adayı Kamala Harris kaybetti.
Bunun en önemli sebebi, Müslüman topluluğun Gazze konusunda Biden yönetimine olan tepkisi. Gazze katliamında Biden yönetiminin çok büyük payı var ve bunu ABD’deki Müslüman topluğun tepkisini hiçe sayarak yaptı. Üstelik seçim kampanyasında bu konuda umut verecek bir açıklama da yapmadılar.
Bu kadarla kalmadı Demokratlar, seçim boyunca Michigan’a da uğramadılar. Müslüman topluluk Kamala Harris ile görüşmek istemesine rağmen ne görüşme oldu, ne ziyaret, ne de bir açıklama. Demokratlar tam olarak Müslüman kitleyi yok saydı.
Fakat Trump şaşırtıcı şekilde Michigan’a yüklendi. Arapça afişler astırdı, hatta bazılarını kendisi astı. İmamlar ve cemaat liderleriyle görüştü, onlarla fotoğraf çektirdi. Sürekli “Savaşları bitireceğim.” diye açıklamalar yaptı. Ancak hangi savaş olduğunu hiç söylemedi.
Müslüman topluluk Trump’ın Müslümanlara karşı nasıl tavır takındığını ve İsrail’i ne kadar çok desteklediğini biliyordu.
Ancak Demokratların iktidarından çok nefret ettiler ve Kamala Harris’i beceriksiz gördüler.
İşte burada bir risk almaya karar verdiler.
Trump’ın Dengesizliği Bir Avantaja Dönüştü
Başkanlığı esnasında herkes Trump’ın ne kadar dengesiz ve değişken olduğunu görmüştü. İşte bu seçimlerde bu özelliği bir avantaja dönüştü. Müslüman topluluk Demokratların ve Başkan yardımcısı olan Harris’in hiçbir şey yapmayacağını ve beceriksiz olduğuna karar verdi ve şöyle dedi: “Trump aniden karar değiştirebilir, beklenmedik bir hareket yapabilir, dengeleri değiştirebilir. En azından Kamala Harris kadar beceriksiz değil.”
İşte bu sebeple riski almaya değer gördüler ve Harris’ten daha güçlü görünen yeni bir başkanı seçmeyi tercih ettiler. Bu arada Trump’ın ekibinin kapalı kapılar ardında Müslüman topluluğa çeşitli sözler verdiği de kulislerde konuşuluyor.
Göçmenler de Risk Aldı
Benzer duygu ve risk alma durumu göçmenler için de geçerli. Biden yönetiminin fakirleştirdiği orta kesim göçmenler ülkedeki kayıt dışı mültecileri kovacağını söyleyen, Meksika’ya duvar örecek olan Trump’a oy verdiler.
Çünkü Domokratları elit ve ilgisiz, Kamala Harris’i beceriksiz buluyorlar. En azından kayıtlı göçmenlere bir şey yapmayacak olan, güçlü ve iddialı birini seçerek onlar da bir risk almayı tercih ettiler.
Tıpkı Müslümanlar gibi onlar da Trump’ın dengesiz, değişken ve ezber bozan yönüne güvenerek şanslarını deniyorlar.
Bakalım gerçekten Trump bu iki kesimi mutlu edecek kararlar alacak mı?